26 Haziran 2013 Çarşamba

Bel Fıtığı Kabusunuz Olmasın

Sırtımınızın bel bölgesinden başlayıp kalça kısmımızdan daha aşağıya kadar uzanan 31 tane omur vardır. Bu omurlardan beş tanesi bel bölgemizde bulunur. Bu omurların arasında da disk dediğimiz kıkırdaklar vardır. Disk özel bir bağ dokusudur. Bu diskler hareketi kolaylaştırıyor ve darbelere karşı bizi koruyor. Diskler iç ve dış olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Dıştaki tabakanın yapısı bozulduğunda içteki yumuşak tabaka dışarıya doğru taşar. Bu taşma sonucunda omurilik kanallarına baskı meydana gelir. Sinirlere baskı yapıldığında ağrı hissedilir. Bel fıtığı böylece ortaya çıkar.



Bel fıtığından korunmanın çeşitli yolları vardır. Günlük hayatımızda bedenimize yeterince önem göstermiyoruz. Ağır bir yükü yanlış taşıma yöntemleriyle taşıyoruz ve bu durum bizde hasar bırakıyor. Ağırlığı fazla olan yükleri kaldırmadan önce bir yakınımızdan yardım istemeliyiz ve en önemlisi ağırlığı vücudumuzun bütün bölgelerine eşit dağıtmalıyız. Eğer ağırlık bir tek bölgede toplanırsa vücudumuzun o bölgesi ağır yaralanır. Bel fıtığı sonucu ameliyat olmak istemiyorsanız vücudunuza gereken özeni vermelisiniz.

Bel ve boyun fıtığı, periferik sinir sıkışmaları, karpal tünel sendromu, kafa travmaları, beyin kanamaları, beyin ve omurilik tümörleri beyin cerrahisinin alanına girer. Beyin cerrahisi günümüzde hızla gelişerek hastalara hizmet ediyor. Eğer bel veya boyun fıtığı gibi problemleriniz varsa ve ameliyat olmanız gerekiyorsa, korkmayın. Cerrahi müdahaleden korkmayın. Ağrıyla yaşamaktansa ameliyat olup hayatınıza ağrısız ve sağlıklı olarak devam edebilirsiniz. Hekime ve hastaneye güvenmek çok önemlidir. Eğer hekiminize güvenmiyorsanız kendinize iyi bir beyin cerrahı bulmalısınız.



Beyin cerrahisi oldukça hassas bir daldır. Her alanda olduğu gibi beyin cerrahisi alanında da oldukça hassas ve dikkatli davranmak gerekir. Sağlıkla ilgili her konu özel bir dikkat gerektirir. Kendi vücudunuzu dinleyin ve vücudunuzun size verdiği sinyalleri takip ederek hastalığınızın teşhisinde doktorunuza yardımcı olun.

Daha önce aynı ameliyatı olan kişilerin yaşadıklarını dinleyip karamsarlığa kapılmayın. Çünkü bir hastalığın her insanda aynı seyretmesi mümkün değildir. Bünyeye ve hastalığın seviyesine göre iyileşme süreleri değişir.

21 Haziran 2013 Cuma

Gelişen Teknolojinin Gelişen Basit Makineleri



Kabul etmeli ki her eşya bozulduğunda tamirci çağrılmaz. Ya da her evimizin dekorasyonunu değiştireceğimizde bir ustaya gerek duymayız; en azından her iş için.

Çivi çakmak, perdeler için korniş takmak, duvar delmek, bir şeyleri birbirine monte etmek ve daha birçok şey için bir ustaya ihtiyaç duyar mıyız? Özellikle de evde tamir etse de edemese de, “tamir etmeye meraklı” birileri varsa, el aletleri evinizin olmazsa olmazlarının arasındadır.

Tamir etmeye meraklı biriyseniz de kesinlikle bilirsiniz ki her gün el aletlerinde ne değişiklikler görülüyor! Tornavidalar, küçük el matkabı şeklinde şarjlı tornavidalar oldu mesela. Eskiden böyle şeyler yoktu. Matkap demişken, matkaplarda da çeşitli değişiklikler var. Yani her gün gelişiyor her şey. Teknoloji ilerlerken, en küçük basit makinalar bile gelişiyor günümüz dünyasında.


Öyle umuyorum ki, matkabın da ve diğer nice ev aletlerinin de bir gün sessiz çalışanı da yapılacaktır! Bozulan şeylerin bana getirilip, tamir ettirilmesini severim; evet bazen tamir edemesem bile. O sırada bu matkapların sesleri falan o kadar gürültülü gelmiyor işime odaklandığım için. Ancak başka bir iş ile uğraşırken o sesi duyduğumda mümkün değil konsantre olamıyorum. Bu gelişen teknoloji inanıyorum ki bir gün bu olanağı da sağlar!...

Matkap

Dikkatli Adımlar

Ortopedi doktoru Selim Muğrabi, sahip olduğu ihtisas ile ayak sağlığının önemine dikkat çekiyor. Hiçbir zaman hiçbir şey sandığımız kadar önemsiz değildir. Önemsiz sayacağınız en ufak dikkatsizlik ile tüm sağlığınızı etkileyebilirsiniz. Bu ayaklarınızda da böyledir. Ayaklarınız en önemli organlarınızdan biridir. Ayak, topuk, instep, taban, ball, beş parmaklar(başparmak ve diğerleri) ve tırnaklardan oluşan, hareketimizi sağlayan organımızdır. Ayağın görevlerinden belki de ilki vücut yükünü taşımaya yardımcı olmaktır. Ayak, basma hareketi ile topuktan ayağın ön bölümüne doğru bir esneme hareketi yapar ve vücudun yaylanma mekanizmasına yardımcı olur, bunu sağlayan en önemli kısım ise ayağın iç bölümünde bulunan iç kavis (ark) dir. Organlarımızdaki tek bir noksan bizi çeşitli sorunlar ile karşılaştırabilir. Bu ark kısmının olmaması örneğin, düztabanlık sorununa yol açar ve bu noksan yüzünden yük taşırken vücudumuzun ihtiyacı olan yaylanma mekanizması iş göremez.
Tırnak Batması

Ayak sağlığı bu gibi nedenlerle oldukça önemlidir. İnsan, sağlığı için her ayrıntıya dikkat etmelidir. Örneğin, dar ve ucu sivri, ayağınıza uymayan ayakkabılar giymeniz tırnak batması sorununa yol açabilir. Yine, uzun zaman ayakta durarak çalışan kişilerde, ayağına darbe alabilecek insanlarda -özellikle sporcularda sık görülür- , dikkatsizce tırnağınızı fazla derinden kısacık kesmeniz nedeni ile bu sorun ile karşılaşabilirsiniz. Bunlar yanında hamilelik ve doğum sonrasında ya da obezite sorununuz varsa da bu sorun ile karşılaşmanız mümkün.
Tırnak Batması

Tırnak batması, ayakta kızarmaya, ağrıya ve şişliğe neden olur. İltihaplanması da mümkündür. Derinin gösterdiği reaksiyon ile de birleşebilir bu sorun. Tırnak batması, en sık görülen ayak problemlerinden biridir. Bu yüzdeye girmemek için her zaman daha dikkatli olmanız gerekir. Tırnak batması için tedavi yöntemleri cerrahi müdahale, lazer tedavi, fenol gibi kimyasal maddeler ile tedavi ve koterizasyon şeklinde adlandırılmış elektrikli cihaz ile yakılması şeklindedir ayrıca protez/ortez yöntemi bulunmaktadır. Eğer tırnak deri ile enfeksiyon göstermemişse, tırnağın, tırnak bakımı ile düzenlenmesi gerekir. Tedavi yöntemlerine daha ayrıntılı hakim olmak ve uygun tedavi yönteminizi seçebilmek için her zaman, her konuda doktorunuza başvurmalısınızdır.

20 Haziran 2013 Perşembe

Satış Eğitimi ile Gelişim Devam Ediyor.

Satış eğitimi ile işinizde bir numara olun. Kendinizi yenileyin ve geliştirin.eğitim sertifikaları ciddi bir cv için mutlaka gereklidir.


11 Haziran 2013 Salı

Düğün Pastasız Düğün Olmaz

Yaz geldi ve evlenmek isteyenler nikah tarihlerini çoktan aldı. Yaz mevsimi düğün mevsimidir diye boşuna söylememişler. Etrafımızdaki herkesin teker teker evlendiğini görüyoruz. Haziran, Temmuz, Ağustos ayları boyunca toplamda dört düğüne davetliyim. Geçenlerde gittiğim bir düğünde ki olumlu ve olumsuz taraflardan bahsederek gelin adaylarına faydalı bilgiler vermek istiyorum.


İlk olarak düğünün yapılacağı yerden başlayalım. Antalya'da güzel bir sahilde yeşillikler içerisinde bir kır düğününe gittim. Her şey çok güzeldi. Konsept olarak beyaz benimsenmişti her şey beyazdı. Düğün pastası da elbette beyazdı. Düğün pastası yedi katlıydı ve her bir katı incilerle süslenmişti. Öylesine güzel görünüyordu ki düğün pastasını yemeye kıyamadık. Gelin ve damadın düğün pastasını kestikleri anı fotoğrafladım. Çünkü öylesine güzel bir pasta seçmişlerdi ki, hayran kaldım.



Düğün pastasını seçerken tasarımına dikkat etmek gerek. Bütün düğün boyunca misafirlere kulak verdiğimde, herkesin düğün pastasının güzelliğinden bahsettiklerini duydum. Gelini bile gölgede bırakacak güzellikte bir pastadan bahsediyoruz. Bu düğün pastasının tadı da efsaneydi. Pastayı on gün önce yemiş olmama rağmen tadı hala damağımda. Öylesine taze bir düğün pastasıydı ki, pasta ağızda eriyordu.

Bu düğün sahibinin nişanına da gitmiştim. Nişanında da şahane bir nişan pastası seçmişti. Pasta seçimi konusunda gelin oldukça başarılı. Pasta yemeyi sevenler olarak bize düğün, nişan bahane. Eve giderken bir pastane vitrininde doğum günü pastası gördüğümde kendime engel olamayıp o doğum günü pastasını satın alırım. Pasta böyle bir tutkudur bende. Hele bir de butik pastalar vardır ki yemeye kıyamazsınız. Her biri birer sanat eseridir. Öylesine güzel yapılmıştır ki süslemeleri ve şekli sizi hemen etkisi altına alır. Butik pasta yapan şirin yerleri keşfettikçe kendimi çok mutlu hissediyorum.

4 Haziran 2013 Salı

Abiye Büyük Beden Seçiminde Özgürlük


Kadınların kıyafet konusunda erkeklerden daha şanslı olduğunu düşünüyorum. Çünkü markaların koleksiyonlarına baktığımızda kadınlara yönelik kıyafet modelleri daha fazla. Galiba bu kadınların alışveriş yapmayı erkeklerden daha çok sevmesinden de kaynaklanıyor. Bir kadın alışverişe çıktığı zaman aklında bulunan listeden çok daha fazlasını alıyor. Hata bazen alışveriş yapma fikri hiç aklında yokken bir kadın kendini bir alışveriş çılgınlığı yaşarken bulabiliyor da. Bunu bilen firmalar da her şeyin en güzelini, en fazla çeşidini kadınlara yönelik yapıyor. Modacılar da aynı şekilde, neredeyse bütün koleksiyonlarını kadınlara yönelik yapmakta. Ünlü bir modacının defilesini izlediğimizde hep kadınlara yönelik koleksiyonların yapıldığını hemen fark edebiliriz. Son yıllarda büyük beden giyen hanımlara özel koleksiyonlar da yapılmaya başlandı. Bu onlar için büyük nimet oldu adeta.


Günlük elbise alırken bile zorlanan büyük beden kadınlar için artık abiye büyük bedenler de yapılmaktadır. Abiye büyük beden modellerine baktığımızda, ince kadınlar için yapılan modellerden aşağı olmayan elbise çeşitleri görmekteyiz. Bazen bu modelleri beğenen zayıf hanımlar, bunların küçük bedenini istedikleri halde temin edemiyorlar. Yani durum biraz tam tersine dönüyor. Genelde büyük beden giyen kadınlar, zayıf hanımlar için yapılan ürünleri almak istediklerinde olumsuz bir cevapla karşılaşırken, şimdi o sorun tersine dönmüş durumda. Abiye büyük beden modellerinin artması da hanımlar için seçenek sunması açısından çok güzel oldu. Artık büyük beden giyen hanımlar da özgür seçimler yapabiliyor.